article/header_images/b63f9a231ca34c4d99a56323d51cfb84.pngarticle/featured_images/36688af255a949a6b69909d94674f828.PNG

Zeytinburnu Kültür Sanat’ta, Batı Medeniyetinin Afrika’yı Ötekileştirmek Üzerine Geliştirdiği Afrika Söylemi Konuşuldu

23 Mart 2021
youtube-icon

Asım Öz’ün sunduğu “Kavramların İzinde” söyleşi serisinin 22 Mart’taki konuğu Ahmet Sait Akçay’dı. Postkolonyolizmle ilişkili olan Afrika söylemi üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Antropolojinin Afrika söylemini nasıl inşa ettiği ve Afrika çalışmalarında edebiyat eserlerinin temsil gücüne değinildi.

Ahmet Sait Akçay, Michel Foucault’nun üzerinde durduğu Jorge Luis Borges’in Öteki Soruşturmalar eserinden satırlara yer vererek konuşmasına başladı.

“Ansiklopedinin son sayfalarına doğru hayvanlar şöyle sınıflandırılıyor. İmparator ait olanlar, mumyalanmışlar, terbiye edilmişler, meme emen domuzlar, denizkızları, masal yaratıkları, başıboş köpekler, bu sınıflandırmaya girenler, deli gibi çırpınanlar, sayılamayacak kadar çok olanlar, deve kılından ince bir fırçayla resmedilenler, ötekiler, biraz önce bir sürahiyi kıranlar, uzaktan sinek gibi görünenler.”

Akçay, Foucault’nun bu alıntıdan bahsetme nedenini açıkladı. “Borges burada on iki kategoriden bahsediyor. Foucault alıntı üzerinden şu tespite ulaşıyor: masal aracılığıyla gösterilen aslında başka düşüncenin egzotik cazibesidir. Bu satırlar söylemsel bir yapıdan bahseder. Söylemsel yapılar, bilgi ve iktidar ilişkisini kurarlar.”

Afrika Edebiyatında Animizm ve Büyülü Gerçekçilik

Akçay, Foucault’nun bu bakış açısını destekler mahiyette Afrika edebiyatından bir romana değinmenin konuya açıklık getireceğini söyledi. “Nijerya edebiyatından Daniel O. Fagunwa, Forest of a Thousand Daemons eserinde mitsel bir alanı anlatır. Bir avcının gizemli bir ormandaki macerasını epik formatta dile getirir. Sözlü kültürün önemini gösteren roman, avcının av esnasında karşılaştığı tuhaf hayvanlara yer verir. Buradaki hayal dünyası ilginçtir çünkü Borges’deki sınıflandırmaya benzer bir atmosfer, değerler dizgesini epik formatta sunar. Başka bir romana geçiş yapayım. Amos Tutuola’nın Palmiye Şarabı Ayyaşı olarak çevirebileceğim eseri iki farklı tepki alıyor. Biri yazarın dili, kurgusu, cümleleri, ikincisi başarısına yönelik eleştiriler üzerinedir. Thomas Dylan, Tutuola’yı dünyaya şu şekilde tanıtır: romanında dehşet verici ve büyüleyici bir hikâye anlatır. Tutuola’nın başarısı Afrika edebiyatını bireyselleştirmesidir. Afrika edebiyatının imgelem dünyasını yansıtan Tutuola’nın eseri, ilk post kolonyal fantastik roman olarak tanımlanır. Büyülü gerçekçilik ve mitsel anlatının birleşimi olarak da kabul edilir. Yazarın amacı halk hikâyelerini anlatmaktır. Batı bu romana neden değindi, beğendi diye bir soru gelse modernistlerin kültüre olan ilgisinden dolayı diye cevap verebiliriz. Romanı eleştirenler, Afrika’nın Batının görmek istediği şekilde yazıldığını söyler. Bu roman gerçekten Batının görmek istediği Afrika’yı mı yansıtır? Yoksa Batının Afrika söylemini ters yüz mü eder? Burada şu ortaya çıkar; Roman büyülü gerçekçiliğin içinde yer aldıysa büyülü gerçekçiliğin ilk örneklerinden birisidir. Ben burada büyülü gerçekçilikten ziyade başka bir kavrama dikkat çekmek istiyorum. Animist realizm bu roman için alt tür olarak önerilebilir.  Büyülü gerçekçilik bir hiyerarşi barındırdığı için Afrika edebiyatını yine Batının hegomonik yapısı içinde gösterir. Animizm ise Afrika edebiyatını anlatan metinlerin alt yapısını oluşturur. Animizm ruhların, tanrıların cisim içine yerleştiği ve orada cisimleştiği gerekçesiyle taş, ağaç gibi nesnelerde yer aldığını söyleyen inancın adıdır. Belli bir dinin formunu almayan manevi bir bilinç olarak görülebilir. Animizm en temelde eşya ile olan bir iletişim biçimidir. Eşyaya temellük edebilmek için saklı olan ruhu uyandırmak gerekir. Animizim toplumları ve zamandaki gerçek üstü kavramları anlamayı sağlar. Tutuola’ya geri dönersek, Batının hoşuna gitmek için mi yazıyor, Batı Afrika sözlü kültürünü yazınsal mı aktarıyor?  Animizm neden ana akım içine yerleşmiyor? Tutuola’nın metinlerinde Afrika toplumlarının yaşamış olduğu ortak gerçeklikleri anlattığı iddia edilir. Ayrıca içsel epistemolojileri de tasvir eder. Afrika romanlarını batıl inançlar, primitivizm, vahşet, animizm, efsunculuk gibi Afrika söyleminin icat ettiği kavramlarla okursak bu romanları Batının ötekileştirdiği sıfatlarla kategorize etmiş oluruz.”

Antropolojik Söylemin Afrika İcadı

Ahmet Sait Akçay, antropolojik söylemin Afrika’yı nasıl kavramsallaştırdığına değindi. “Antropolojizmin babası Edward Taylor canlı ve cansız ayrımı yapmaz. Afrikalılar barbar olarak görülürdü. Primitif toplum oldukları gerekçesiyle araştırma nesnesi haline geldikleri için bir kültüre sahip oldukları düşünülmedi. Antropolojinin derdi öteki kültürlerdir, öteki kültürler üzerinden primitivizmi üretti. Durkheim’e göre primitif kişi bir çocuk gibi düşünür. Aydınlanmaya geldiğimizde Afrika aklının çok primitif düzeyde, bir embriyo gibi olduğu söylemleriyle karşılaşırız. Talal Asad bu anlayışa karşı çıkar. Asad antropoloji disiplinin öteki toplumları nesneleştirerek, Afrika bilgisini şekillendirmede araçsal bir görev yüklendiğini söyler. Sömürgeci iktidar yapısı, antropolojik çalışmanın amacını erişilebilir ve güvenilebilir hale getirir. Asad’a göre antropoloji Batı ile üçüncü dünya arasındaki güç eşitsizliğine dayanır ve aradaki mesafe hep korunur. Afrikalı imajının kasıtlı olarak Avrupalılar tarafından inşa edildiği söylenir kimi düşünürlerce. Bunlar söylemler ve dominant yapıdadırlar. Söylemler dışında başka imaj inşa etmek ve anlam üretmek zor. Foucault söylemin kurumsallaşmış bir yapı olduğunu, iktidarın, bilginin ve söylemin bizi belirli bir özne olarak üretmek için birlikte hareket ettiğini söyler. Söylem aslında bizim hareket alanımızı, düşünme biçimlerimizi belirleyen hegemonik yapıdır. Söyleme karşı çıksanız da yine o söylemin içindesinizdir aslında. Afrika hiçbir zaman kendi başına bağımsız bir özne olarak var olamaz. Bağımlılık üzerine kurulmuş sistemin içindedir. Afrika’yı konuştuğumuz andan itibaren boca edilmiş birçok hikâye ile karşılaşırız: açlık, yoksulluk, vahşet, hastalık, paganizm, yetersizlik, insani yardım, yamyamlık. Bu liste uzar gider. Afroromantik söylemi oluşturan sıfatlar dışında Afrika hakkında konuşmak zordur.”

Afrika Edebiyatı Afroromantik Söylemlerle Baş Edebilir mi?

Akçay, Afrika üzerine üretilen söylemlerle edebiyatının baş edip edemeyeceğini sorguladı. “Afrika edebiyatı bu söylemlerle baş edebilir mi? sorusu ayrı bir tartışma konusudur. Sömürge kütüphanesi önemli bir kavramsallaştırmadır. Afrika’yı öteki olarak icat eden temsillerin tarihsel arşividir. Arşiv sadece kayıt altına almaz, epistemolojik kolonyalizmin de merkezini oluşturur. Başka bir kavram daha konuşulmalı: “civilization mission.” İnsanları medenileştirme amacıyla aslında sömürgeci iktidar sürekliliğini sağlamıştır. Batıda uygarlık sürecinden bahsedilebilir. Batıdaki başarılı olan uygarlık süreci ile Afrika’daki uygarlık misyonunun başarısızlığı arasındaki tezatlığı nasıl açıklayabiliriz? Hans Barth, başlığını “Afrika Grameri” olarak çevirebileceğimiz makalesinde zamanındaki Fransa’da görülen Afrika imajlarını ele alır. Afrika’yı tanımlayan sözcük dağarcığının varsayımdan ibaret olduğunu söyler. Bu kelimelerin yasa kurucu olduğunu belirtir. Barth, Afrika söyleminin Afrika’dan önce var olduğunu ortaya koyar. Edward Said “Afrika’yı tasavvur etmek Afrika üzerine savaşa girmektir” demiştir. Önemli bir noktadır burası çünkü tarihsel bir birikimi de ortaya koyar;  Afrika üzerin konuştuğumuz andan itibaren onu sömürgeleştirme riskiyle karşı karşıyayız çünkü kendimizi o söylemin içinde buluruz demiş olur.” 

Etkinlikleri Pdf Olarak İndir

Seçmiş olduğunuz ay ile ilgili tüm etkinlikleri katalogdan görebilirsiniz

Zeytinburnun'nda Ramazan 2024 Ayı
Broşürü

Hemen İndir

Sıralama Seçenekleri

Zeytinburnun'nda Ramazan 2024

Karne Festivali 2024

Kültür Sanat Kursları 2023 - 2024

3. ON5SIFIR7 FİLM HAFTASI

Mayıs - Haziran 2023

Zeytinburnun'nda Ramazan 2023

Kültür Sanat Kursları 2022-2023

Kültür Sanat Kursları 2021-2022

Mayıs - Haziran 2022

Mayıs - Haziran 2021

Kültür Sanat Kursları 2020-2021

Kültür Sanat Kursları 2019-2020

Kültür Sanat Kursları 2018-2019

Kültür Sanat Kursları 2017-2018

Kültür Sanat Kursları 2016-2017

Kültür Sanat Kursları 2015-2016

Kültür Sanat Kursları 2014-2015

Toprakla Şiir Yazmak

Mevlana’nın Aşk Çağrısı

Sıralama Seçenekleri

Lalezar - Rauf Tuncer

Geleceğin Ustaları 10

Fahreddin Paşa Medine Müdafii

Artı'k Sanat - Metin Aşoğlu

Yıl Sonu Kataloğu 2022 - 2023

Yıl Sonu Kataloğu 2021 - 2022

Yıl Sonu Kataloğu 2020 - 2021

ZKS Kültür Sanat Yıllığı 2023

Edebiyat ve Milli Mücadele Sempozyumu

“Yâ Şehr-i Ramazan” Hat Sergisi

Derin Yüzey - İlhan Aydan

Yeldeğirmenlerine Karşı - M. Zahit Büyükişliyen

Mohammed Imad Sergisi

Asker ve Ressam - Mehmet Ali Laga

Fevzi Karakoç - At'a Senfoni

Geleceğin Şifreleri - Hüsamettin Koçan

Mükemmel Boşluk - Hakan Şarkdemir Resim Sergisi

Formreform - İsmet Yedikardeş Retrospektifi

Hattat Mustafa Halim Özyazıcı

Kitaplar ve Kağıtlar

10 Yılda Yarışma Fotoğrafları Seçkisi

Mebus ve Şair Mehmet Âkif Ersoy

Zeytinburnu'nun 50 Yılı

Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi

Eski Evler ve Sokaklar

Medeniyetler Kapısı Mardin

Sanat ve Yaşamın İzinde

Şehre Tarih Düşmek

İrem Minyatür Sergisi

Sübhan Tespih Sergisi

Afrika’da Alınteri

Hakimiyet-i Milliye Timsali Bayrak

Gölgenin Tasarımı

Tophane İşi Lülecilik

Yerler ve Gökler Minyatür Sergisi

Katman Kat-ı Sergisi

Kültürel Semboller

Harflerin İzinde Hat Sergisi

Geleneğe Çağdaş Yorumlar

Bizde ve Dünyada Madalya Heykeltıraşlığı

Uluslararası Cam ve Kağıt Sanatları Sergisi

Geçmişten Günümüze Neyzen Emin Dede

Hayattan İzler Resim Sergisi

Ebruda İstanbul Düşleri Sergisi

Taner Alakuş ve Öğrencileri Minyatür Sergisi

Altın Laleler Ebru Sergisi

Sıralama Seçenekleri

Zeytinburnun'nda Ramazan 2024

Lalezar - Rauf Tuncer

Karne Festivali 2024

Geleceğin Ustaları 10

Fahreddin Paşa Medine Müdafii

Artı'k Sanat - Metin Aşoğlu

Kültür Sanat Kursları 2023 - 2024

Yıl Sonu Kataloğu 2022 - 2023

Yıl Sonu Kataloğu 2021 - 2022

Yıl Sonu Kataloğu 2020 - 2021

ZKS Kültür Sanat Yıllığı 2023

3. ON5SIFIR7 FİLM HAFTASI

Mayıs - Haziran 2023

Edebiyat ve Milli Mücadele Sempozyumu

“Yâ Şehr-i Ramazan” Hat Sergisi

Derin Yüzey - İlhan Aydan

Zeytinburnun'nda Ramazan 2023

Yeldeğirmenlerine Karşı - M. Zahit Büyükişliyen

Mohammed Imad Sergisi

Asker ve Ressam - Mehmet Ali Laga

Fevzi Karakoç - At'a Senfoni

Kültür Sanat Kursları 2022-2023

Kültür Sanat Kursları 2021-2022

Geleceğin Şifreleri - Hüsamettin Koçan

Mayıs - Haziran 2022

Mükemmel Boşluk - Hakan Şarkdemir Resim Sergisi

Formreform - İsmet Yedikardeş Retrospektifi

Hattat Mustafa Halim Özyazıcı

Kitaplar ve Kağıtlar

10 Yılda Yarışma Fotoğrafları Seçkisi

Mayıs - Haziran 2021

Mebus ve Şair Mehmet Âkif Ersoy

Zeytinburnu'nun 50 Yılı

Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi

Kültür Sanat Kursları 2020-2021

Eski Evler ve Sokaklar

Medeniyetler Kapısı Mardin

Sanat ve Yaşamın İzinde

Kültür Sanat Kursları 2019-2020

Şehre Tarih Düşmek

Kültür Sanat Kursları 2018-2019

Kültür Sanat Kursları 2017-2018

İrem Minyatür Sergisi

Sübhan Tespih Sergisi

Afrika’da Alınteri

Hakimiyet-i Milliye Timsali Bayrak

Kültür Sanat Kursları 2016-2017

Gölgenin Tasarımı

Tophane İşi Lülecilik

Yerler ve Gökler Minyatür Sergisi

Katman Kat-ı Sergisi

Kültürel Semboller

Kültür Sanat Kursları 2015-2016

Kültür Sanat Kursları 2014-2015

Harflerin İzinde Hat Sergisi

Toprakla Şiir Yazmak

Geleneğe Çağdaş Yorumlar

Mevlana’nın Aşk Çağrısı

Bizde ve Dünyada Madalya Heykeltıraşlığı

Uluslararası Cam ve Kağıt Sanatları Sergisi

Geçmişten Günümüze Neyzen Emin Dede

Hayattan İzler Resim Sergisi

Ebruda İstanbul Düşleri Sergisi

Taner Alakuş ve Öğrencileri Minyatür Sergisi

Altın Laleler Ebru Sergisi

Kapat
zksm
zeytinburnu belediyesi
Bizi Sosyal Medyadan Takip Edin